Çevremizde, (micro yada macro düzeyde olsun) gözle görebildiğimiz ve göremediğimiz tüm canlı varlıklar mutlaka bir şekle sahiptir.
Zebrayı su aygırından, okapiyi zürafadan, atı köpekten farklı kılan en dikkat çekici özelliği şeklidir. Aslında tüm bu görsel farklılıklar genetik olarak o canlının genlerinde kodlandığı bilinen bir gerçektir. Peki nasıl oluyor da, dış görünüşünden, en ufak detaylarına hatta “biyolojik harika” diyebileceğimiz (o canlıya has) özelliklerine kadar bir bütün olarak yeni döllenmiş tek bir hürce bu canlıyı kusursuz bir şekilde inşa edebilmektedir.
Dış Görünüş Nasıl Oluşur
Dış görünüşünden, iç organlarına kadar detay detay meydana getirilen canlıyı inşaa eden hücreler o canlının tüm fonksiyonel ihtiyaçlarını biliyormuş gibi, sanki bir mühendis edasıyla indirgenemez kompleks biyolojik alt yapılarıyla birlikte hatasız bir şekilde inşaa ederler.
Soruları bir seviye daha derine alırsak, vücudumuzdaki hücreler kendilerini fonksiyonel yapılara nasıl organize ederler? Bedenimizdeki hücreler rastgele yada başı boş olarak mı dağılmışlardır? Bilimsel araştırmalar başıboş ve kaosun değil aksine tam bir düzen ve tasarımın var olduğunu, kompleks doku ve organları oluşturacak şekilde bir planın işleme konulduğunu göstermektedir.
Canlıları oluşturan hücrelerden kimi bir amaç uğruna kendini imha eder, kimi bir yerden çok uzak bir yere göç eder. Tüm bu aşamalarda aslında kusursuz bir plan uygulanmaktadır.
Morfogenez Ne Demektir?
İşte canlıların şeklini oluşturan bu süreci biyolojide tarif etmek için “Morphogenesis” kelimesi kullanılır.
Yunanca olan “morphogenesis” kelimesi, şekil, yaratılış, şekil ile yaratılış anlamlarına gelir.
Şu anda, şuursuz atomların şekilden, ölçüden, orandan yada fonksiyondan ne anlar ki diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Dahası söz konusu şekiller, oranlar yada fonksiyonlar hiçte basit değildirler. Aksine Şekil tam olarak canlıya has, oran ise matematiksel mükemmelliğe sahip altın oran hassasiyetinde, fonksiyonellik tamda ihtiyaca göre planlanmış ve canlı DNA’ sına kodlanmış.
Müdahale – Akıllı Tasarım – Yani Yaratılış
Biraz derin düşünen insanlar, burada bir Aklın yada müdahelenin olması gerektiğini kolayca anlayabilirler. Bu müdahelenin temelinde ne canlıların kendileri, ne doktor, nede bir moleküler biyolog vardır. İşte bütün bu detayların kökenini yorumladığımızda üstün bir Aklın varlığını anlarız.
Bizleri Allah var etmiştir, yapacağımız en faydalı hareketlerden biri bizi var eden Allahı düşünmek. Ona teşekkürümüzü sunmak olacaktır. Çünkü yukarıdaki detaylar yada burada değinmediğimiz, henüz bilimin keşfedemediği üstün tasarım delilleri boşuna var edilmediler.
Konuyu toparlayacak olursak, anne rahminde yeni döllenmiş bir yumurta hücresi, anneden 23, babadan 23 kromozom geldiği için 46 kromozomdan oluşur ve bir insanı inşaa edebilmek için tüm bilgiye sahiptir. Bu hücre bölünerek çoğalır ardından bazı hücreler farklılaşır, bazıları ise yer değiştirir. Bir kısmı göz, bir kısmı kemik, kas yada karaciğer hücresine dönüşür, karaciğer için gerekli olan proteinleri üretebilecek bilgiler aslında göz hücresinde yada mide hücresinde de bulunur, ancak gerekli olan proteinleri sentezleyecek DNA bölümleri kullanıma açık olmasına karşın diğer dokulara ait proteinleri sentezlemek için gerekli bilgileri içeren DNA bölümleri “Histon” isimli özel bir protein tarafından örtülür. Şu anda bilim dünyası “histon” proteinin, üretilmeyecek proteinlerle ilgili DNA’ yı örtüp kullanıma nasıl kapattığını bilmemektedir.
İsrailli biyofizikçi Dr. Lee Spetner da buradaki mucizevi yaratılışa şöyle dikkat çekmektedir:
“Gelişim programı nasıl çalışıyor, nasıl bu kadar mükemmel? Gördüğümüz gibi gelişim ikiye bölünen tek bir hücre ile başlar. İki daha sonra dörde bölünür ve bu böyle devam eder. Bir noktadan sonra hücreler farklılaşır, daha doğrusu karakter değiştirirler. Sonunda hücrelerin bir kısmı bir tür doku ya da organa dönüşürken, diğer hücreler de başkalarına dönüşür. Bu her defasında neredeyse aynı kusursuzlukla gerçekleşir. Bu nasıl olur? ”
(Lee M. Spetner, Not By Chance, Shattering The Modern Theory of Evolution, The Judaica Press Inc., 1997, s. 234)
Biyoloji, fizik, kimya, matematik, paleontoloji tüm bunlar bilimdir ama “tesadüfen oldu” diyen “evrim teorisi” bilim değildir.
KesinBilgi.net – ???
Kaynaklar:
- http://www.bromba.com/knowhow/BiometricAnimals.htm
- http://m.harunyahya.org/tr/works/153292/Hucrelerin-Farkli-Organlara-Donusmesi-Dunyadaki-En-Buyuk-Mucizelerden-Biridir
İlk Yorum Sizden Gelsin