Bir söylentiye göre camların dışından İstanbul yalılarını gözetlediği için kıskanç insanların bu ismi taktığına inanılır, İngilizce adı ise “king fisher” olarak bilinir. Bu kuşun en bilinen özellikleri ise ilk olarak çok hızlı bir şekilde suya dalması ve avını gagasıyla birkaç saniyede yakalamasıdır.
Yalı çapkı kuşu avını yakalamadan önce suyun kırılma açısını ve suya giriş konumunu çok iyi hesaplamalıdır. Bu hesap yapılmadığı taktirde avını kaçırabilir hatta suyun yüzey gerilimi yada yoğunluğu dolayısıyla boynu kırılabilir yada kalıcı sakatlıklar oluşabilir.
Yalı çapkını yavrularını besleyeceği zaman avını ters bir şekilde kursağına alır, bu sayede yuvaya döndüğünde yavrusu balığı zorlanmadan düz bir şekilde yutabilir, canlıların yavrularına gösterdiği şefkat ve merhamete dair davranışların güzel bir örneğidir. yavrunun zorlanmadan beslenmesi düşünülmüş buna göre av kursakta saklanmıştır. Bu durumdan habersiz yavru, gayet normal bir şekilde hazır avlanmış gıdayı kolayca yutmaktadır.
Yazımızın başlığındaki “Hızlı Tren” konusuna gelecek olursak, gelişen teknoloji ile hızlanan ulaşım araçlarıyla birlikte, verimlilik ve çevreye olan etkisi gibi konular gündeme geldi. doğayı inceleyen bilim adamları çözümün aslında yaratılışından beri suya mükemmel bir şekilde dalan balıkçıl bir kuşta olduğunu gördüler.
Bu kuşu inceleyen bilim insanları gaga yapısının bu iş için mükemmel bir tasarım olduğunu fark ettiler.
Peki bir kuşun gagası nasıl olur da yüksek hızlı bir trenin daha akıcı bir şekilde ilerlemesini sağlar. Bu sorunun cevabı aslında “trenimizi nasıl daha az enerji ve daha sesiz çalışmasını sağlarız” sorusundan çıkmıştır.
“Sanyo Shinkansen” Tren yolu şirketi, yeni trenlerini tasarlarken bu soruyu sormuştu. Yüksek hızlarda tünele giren trenin, tünel çıkışında meydana gelen patlama sesinin 400 metre öteden duyulacak kadar güçlü bir gürültü oluşturuyordu. Oluşan riskten ötürü tren yolu şirketi 350KM/S hızın üstündeki testlerden vazgeçmişti.
Ancak firmanın genç mühendislerinden birinin, tren tünele girdiğinde, trenin “küçüldüğünü” hissettiğini belirtmesi üzerine bir araştırma başlatıldı. Böylece, doğada ani hava basıncı değişikliklerine uyum sağlayabilen bir canlı tespit edildi.
Firma mühendisleri Eiji Nakatsu, JR West ve bir kuş gözlemcisi birlikte çalışarak “KingFisher” yani yalı çapkını kuşunun bunu başardığını tespit ettiler.
Kingfisher, düşük basınçlı bir ortam olan “hava” ‘dan yüksek basınçlı bir ortama “su” ‘ya geçişi mükemmel bir şekilde yönetebildiği gözlemlendi. Biomimikri uygulanarak canlının gaga yapısı kopyalanarak trenin tasarımı yenilendi.
Süper hızlı bilgisayarlarla yapılan analiz ve simülasyonlar sonucu trenin en ideal şeklinin yalı çapkını kuşunun gagası gibi olması gerektiği kesinleşti.
Bu sayede firma yeni ürettiği 500 serisi trenlerinin hava basıncı değişimini %30 azalttığını, %15 daha az elektrik tükettiğini ve hızının ise %10 arttığını belirtiyor. Yolculara göre ise patlama seslerinin ve genel gürültünün azalması ile daha konforlu bir yolculuk yaşandığı da paylaşılıyor.
İnsanların üretmek istediği teknolojik çözümlerin aslında doğada zaten var olduğunu ve hatta bir çok alanda daha üstün olduğunu görebiliyoruz. Bu alanlar kimi zaman hız, sürtünme, estetik veya verimlilik konularında ortaya çıkabiliyor.
Yalı Çapkını Kuşunun Üstün Görme Yeteneği
Aslında bir çok balıkçıl kuş bu özelliğe sahip, ancak bu boyutlarda bir balıkçıl kuşta bu denli üstün bir görme yeteneği var edilmiş olması çok etkileyici. Aşağıdaki resimde sol tarafta bizim gözümüzle görünen bir deniz manzarası görüyorsunuz, ancak yalı çapkını kromatik filtreleri olan gözlerle yaratıldığı için suyun içindeki canlıları seçebilme yeteneğine sahiptir. (5)
Retina tabakasındaki koni hücrelerinin üzeri kırmızı yağ damlacıklarıyla kaplıdır, böylece suyun üzerindeki yansımalar için adeta “kromatik filtre”(6) gibi çalışır. Gözün arkasında, görüntünün üzerine düştüğü, ışığı algılamaya yarayan (ve bizlerde de var olan) fovea, bir çok kartal cinsinde olduğu gibi yalı çapkını kuşunda da iki tanedir.
Yalı çapkını bu özelliğe nasıl sahip olduğunu görebilmek için gözünü bin defa büyütmemiz gerekiyor. İşte size az önce bahsettiğimiz yağ damlacıkları karşınızda:
Canlılardaki üstün tasarımı araştıran bilim insanları bu sayede bir çok alanda “daha iyi” teknolojiler geliştirmeye devam ediyorlar. Bu noktada sorulması gereken soru, bilim insanlarının akılları ve yüksek mühendislik uygulamaları sonucunda ortaya çıkan bilimsel gelişmeler doğada nasıl meydana gelmiştir. Gerçekten bazı bilim insanlarının iddia ettiği gibi “tesadüfler” sonucu mu oluşmuşlardır.
Biyoloji, fizik, kimya, matematik, paleontoloji tüm bunlar bilimdir ama “tesadüfen oldu” diyen “evrim teorisi” bilim değildir. ???
Kaynaklar:
- https://eksisozluk.com/yalicapkini–232562?p=4
- https://asknature.org/idea/shinkansen-train/
- https://asknature.org/idea/shinkansen-train/#.WKG2b1WLS00
- https://en.wikipedia.org/wiki/Land_speed_record_for_rail_vehicles
- https://asknature.org/strategy/eyes-manage-glare/#.WlTnpqhl-Uk
- http://www.fotografdergisi.com/kromatik-sapmalar/