“Aynı ağırlıktaki çelikten 5 kat daha sağlamdır”
Yukarıdaki slogan, karbon kökenli ve lifli bir yapıda olan bir malzemenin satışında kullanılmaktadır.
Bu slogana konu olan ürün yani kevlar Polonya kökenli Amerikalı kimyager Stephanie Kwolek(1) tarafından icad edilmiştir. Ancak kevların ileri seviyede uygulandığı ürünlerin geliştirme aşamasında Kwolek bizzat yer almamıştır.
Kevların Kullanım alanları(2):
- Kevlar K29 – Endüstriyel kablolar, Fren diskleri, taşıt iskeletleri ve Asbestin yerine kullanılmıştır.
- Kevlar K49 – Yüksek güç gerektiren kablo ve halat üretiminde kullanılmıştır.
- Kevlar K100 – Renkli Kevlar çeşididir.
- Kevlar K119 – yüksek uzama, esneme ve daha fazla yorulma dayanımı gerektiren alanlarda kullanılmıştır.
- Kevlar K129 – Balistik uygulamalarda, yüksek dayanım için üretilmiştir.
- Kevlar AP – K29 ‘dan 15% daha yüksek dayanıklılık.
- Kevlar XP – Daha hafif reçine ve KM2 ile iplik kombinasyonu
Kaza ile icat edilen bu üründen daha sağlam başka bir madde daha vardır. Doğada hemen hemen her yerde rastlayabildiğimiz bu ürünün adı “Örümcek Ağı” ‘dır.
Örümcek Ağı
- Aynı kalınlıktaki çelikten 5 kat daha sağlamdır.
- Kevlardan 10 kat daha sağlamdır.
- Kevlar bazlı ürünler örümcek ağı örnek alınarak tasarlanmıştır.
Her örümcek kendi yaşam alanının özelliklerine göre farklı ağ yapma yetenekleriyle yaratılmıştır. Bu noktada kıyas yapılabilmesi için iki terim hakkında kısa bir detay vermek istiyorum(3):
Dayanıklılık Nedir (Toughness):
Belirli bir kesit alan için uygulanan kuvvete karşı göstermiş oldukları dirence dayanıklılık denir.
Matematiksel açıklaması:
Mukavemet Nedir
Aşağıdaki tabloda ürün için son dayanıklık noktası paylaşılmaktadır. (mavi ve kırmızı çizgilerin sonundaki siyah noktalar)
Yukarıdaki bilgiler ışığında diyebiliriz ki doğada var olan teknolojiler aslında şu an kullanmakta olduklarımızdan çok çok daha üstün durumdalar. Üstelik tüm bu üstün özellikleriyle birlikte milyonlarca yıldan beri var oldukları düşünüldüğünde, bu canlıların ihtiyaç duydukları yetenek ve özellikler doğada tesadüfi süreçlerle değil, bilakis tam olarak üstün bir Aklın yaratmasıyla var olabileceği düşünülmelidir.
Örümcek ağının yukarıdaki sağlamlık özelliğinin dışında matematiksel mükemmellikte örülmesi de bilinmesi gereken çok güzel başka bir yaratılış harikasıdır.
Altın spiral (golden spiral)
Birbiri ardına gelen Fibonacci sayıları ile üretilen spirale verilen genel isim budur. Doğada bir çok canlıda yer alan bu spiral yapı örümcek ağında da karşımıza çıkar. Burada unutulmaması gereken konu, ağırlı bir kaç gram bile gelmeyen bu minik böceklerin matematiksel mükemmellikte yapıları dünyaya ilk geldikleri andan beri, bir öğretmene ihtiyaç duymadan, kusursuz bir şekilde yapabilmeleridir.
Kısa bir özet geçmek gerekirse, doğanın kendisi ve içerisinde barındırdığım tüm dengeler, bu dengeleri gözlemleyen, araştıran bilim adamlarını her zaman çok etkilemiş ve bir çok defalar bunu dile getirmişlerdir.
Bilime yaptığı bu büyük hizmetlerle tarihte önemli bir yeri olan Galilei, duyuların, konuşma yeteneğinin ve zekanın insanlara Allah tarafından verildiğine ve bunların en iyi şekilde kullanılması gerektiğine inanıyordu. Doğanın bir Yaratıcı tarafından tasarlandığının her haliyle açık olduğunu savunuyordu. “Tabiat hiç şüphesiz Allah’ın hiç vazgeçemeyeceğimiz, okunması gereken diğer bir kitabıdır” diyen Galilei, Allah’ın Kitapları ile yarattıkları arasında hiçbir çelişki olamayacağını, çünkü her birinin Allah tarafından yaratıldığını söylüyordu.
Dan Graves, Scientists of Faith, s. 25
Tüm bu bilgiler ışığında diyebiliriz ki Allah’ ın yaratma sanatını görmek aslında bilimin doğal bir tespitidir. Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki canlılardaki bu matematiksel mükemmellikler o canlının kendisi tarafından var edilemeyecek kadar komplekstir. Bu kompleks yapılar onları inceleyen bilim insanlarını her dönemde hayranlık içine bırakmıştır. Her sanat eserinin mutlaka bir sanatçısı olduğu herkesçe normal olduğu bilinmesine karşın bazı insanlar* doğadaki bu yaratılışa akıl ve mantık dışı bir açıklama getirmektedirler. Bu kişiler ideolojilerini bilimsel kimliklerinin önüne geçirerek aslında bilim değil kendilerince ideolojik bir çıkarım yaptıklarını şöyle ifade ediyorlar:
Harvard Üniversitesi’nden ünlü bir genetikçi ve evrimci olan Richard Lewontin, “önce materyalist, sonra bilim adamı” olduğunu şöyle itiraf etmektedir:
Bizim materyalizme bir inancımız var, ‘a priori’ (önceden kabul edilmiş, doğru varsayılmış) bir inanç bu. Bizi dünyaya materyalist bir açıklama getirmeye zorlayan şey, bilimin yöntemleri ve kuralları değil. Aksine, materyalizme olan a priori bağlılığımız nedeniyle, dünyaya materyalist bir açıklama getiren araştırma yöntemlerini ve kavramları kurguluyoruz. Materyalizm mutlak doğru olduğuna göre de, İlahi bir açıklamanın sahneye girmesine izin veremeyiz.Richard Lewontin, The Demon-Haunted World, The New York Review of Books, January 9, 1997, s. 28
Biyoloji, fizik, kimya, matematik, paleontoloji tüm bunlar bilimdir ama “tesadüfen oldu” diyen “evrim teorisi” bilim değildir. ???
1- https://en.wikipedia.org/wiki/Stephanie_Kwolek
2- https://en.wikipedia.org/wiki/Kevlar
3- https://www.physicsforums.com/threads/whats-the-difference-between-toughness-and-strength.67220
4- https://en.wikipedia.org/wiki/Spider_silk
5- http://www.yasayanfosiller.com/