"Enter"a basıp içeriğe geçin

Sinek Kuşu – Kolibri

Okuma Süresi: 6 dakika

Sinek kuşu (ingilizce adı: humming bird) yada ana vatanında bahsedildiği adıyla “Kolibri” kuşu. Sadece 2 gram ağırlığında. kanat çırpma hızı o kadar yüksek ki kanat yerine sadece flu bir izden başka bir şey görülemiyor. Aslında dünyanın en küçük kuşu olarak biliniyor. ihtiyaç duydukları enerjiyi elde edebilmek için ağırlıklarından kat ve kat fazla nektara ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden yağmurlu havalar nektar toplamalarına engel olmaz. Bilinen 340 farklı türü vardır, 2 ila 20 gr arasında değişen ağırlıklarıyla bilinen en küçük kuş olma özelliğinin yanında geri doğru uçabilen tek kuş olma özelliği ile benzersizdir. Bir araştırmaya göre bu kuş eğer insan boyutlarında olsaydı, her dakika için bir kutu gazoz kadar enerjiye ihtiyaç duyacaktı. Bazı türlerinin kanat çırpma hızı saniyede yüz civarı olduğu biliniyor. Dakikada binden fazla kalp atışına sahipler.

Süslü görüntüsündeki ihtişamlı detaylar onu adeta uçan kanlı canlı bir havayi fişek gibi gösteriyor.
Saatte 56 km ‘ye varan hızlarda uçabiliyorlar. Dillerindeki çatallı yapıda ve dilleriyle yaptıkları içme hareketini saniyede 15 kez tekrarlayabiliyorlar.

Sinek Kuşu Uçuş İçin Tasarlanmıştır

Sinek kuşu eşsiz tasarımı sayesinde farklı şekilde kanat çırpmaktadır. Bu kanat sayesinde çiçeği delebilmekte, çicekteki nektarı alana kadar havada asılı biçimde kalabilmekte ve gagasını çiçekten çıkarmak için sırtüstü uçabilmektedir ve bu sayede yeterli besin de toplayabilmektedir. Sinek kuşu, çiçekle karşılaştığında aniden durur ve bedenini yaklaşık 45 derecelik bir açıyla eğik hale getirir. Bu durumda kanatlarını aşağı yukarı değil ileri geri çırpar. Sinek kuşunun kanatları omuzdan itibaren tüm yönlere dönebilir.

Kuş havada asılı dururken her kanat çırpışı 8 sayısına benzer bir figür çizer. Sinek kuşunun kanat çırpışı o kadar hızlıdır ki insan gözüyle görülmez, bulanık bir görüntü oluşur. Kuşun güçlü göğüs kasları bunun için özel olarak tasarlanmıştır, bu yüzden göğüs kasları vücudunun toplam ağırlığının üçte birini oluşturur. Görüldüğü gibi sinek kuşunun yapısı her yönden bilinçli bir tasarıma işaret eder.Sinek kuşlarının özellikleri bunlarla da bitmez. Kızıl kuşlar her yıl Alaska’dan Meksiya’ya kadar olan büyük bir mesafede yol alırlar. Kuzey Amerika’nın batısındaki yakut boğazlı sinek kuşları uçarak Meksika Körfezi’ni aşarlar. Yola çıkmadan evvel vücut ağırlığının yarısına eşit bir yağ tabakası depolarlar. Normal ölçülerde bu miktar, Körfezi aşmak için yeterli değildir, ama sinek kuşu bu uzun yolculuğu yine de tamamlar.

Çok ufak ve hareketli olan sinek kuşları yoğun tempolarından ötürü yorgun düşerler. Bu nedenle her gece 12 saatlik derin bir uykuya dalarlar. Bu, enerji gereksinimlerini karşılamalarını sağlar.

Kuşlar Dengelerini Nasıl Sağlar?

Kuşlar hem havada hem de karada çok dengeli hareket ederler ve bu dengenin dikkat çekici iki ayrı yönü vardır. Bunlardan biri, uçarken dengelerini hiç yitirmemeleri, gökyüzünde rahatlıkla süzülmeleri; ikincisi ise yere indiklerinde incecik bir çubuk, dal ya da tel üzerinde düşmeden durabilmeleridir.

Kanatlarını hem aşağıda hemde yukarı yönde hareket ettirirken yukarı kaldırma kuvveti oluşturabilen Sinek kuşları bunu kanatlarına çırpma sırasında verdikleri açı ile sağlıyorlar.

Kuşlar üzerine yakın zamanlarda yapılan araştırmalar, diğer canlılardan farklı olarak kuşlarda iki ayrı denge organının olduğunu ortaya çıkardı. Bildiğimiz denge organı iç kulağın yanı sıra, kuşların leğen bölgesinde bir denge organının daha bulunduğu açıklandı. Bilim adamları iç kulaktaki denge organının uçuş sırasındaki hareketleri yönlendirdiğini, leğen bölgesindeki ikinci organın ise kuşların dik olarak yürümesini ve durmasını sağladığını söylüyorlar. Leğen bölgesindeki denge sisteminin keşfedilmesiyle Allah’ın bu canlıları iki ayrı denge organıyla kuşatmış olduğu öğrenildi.

Köpek ve kedilerde olduğu gibi Kolibrilerde kafasını ve bedenini sallayarak ıslandıklarında kendilerini silkelerler. Her dönüş saniyenin dört yüzde biri kadar sürüyor, bu esnada kuşun kafası 34 kat daha fazla G kuvvetine maruz kalıyor. Hatta kolibriler bu işlemi tünediklerinde olduğu gibi aynı zamanda uçarken de yapabiliyorlar.

Dakikada 1260 Kez Çarpan Kalp

Sinek kuşu elbette böylesine hareketli ve hızlı bir yaşam sürdürürken büyük miktarda enerjiye ihtiyaç duyar. Vancouver Sun’da çıkan bir makalede sinek kuşlarının çok fazla enerji gerektiren bu uçuş tekniklerini kullanırken ne kadar kalori yaktıkları hesaplanmış. Sinek kuşunun bir günde tükettiği enerji miktarına anlaşılır bir örnek verirsek; bu sayı bir insanın günde 1300 hamburgerin vereceği kaloriyi yakması anlamına geliyor. Aynı makalede kuş uzmanı John Morton “Onların enerji seviyesinde güç sarfetseydik kalplerimiz dakikada 1260 kez çarpar, vücut ısımız 3850 C dereceye yükselir ve alev alev yanardık” diyor.

Tüm bu hareketlilik sinek kuşunun alev topuna dönüşmesine neden olmaz, hatta sinek kuşunun vücudu bunca harekete karşı yıpranmaz. Öyle ki diğer kuşlar altı sene kadar yaşarken sinek kuşunun ömrü on seneye yaklaşır.

Sinek kuşunda, tempolu yaşam biçimine uygun kusursuz bir tasarım vardır ve bu tasarım Allah’ın üstün yaratışının delillerindendir. Tüm canlıların rızkını veren yüce Allah sinek kuşuna bu yoğun tempoyu kaldırabilmesi için muhteşem bir beslenme yolu öğretmiştir. Kuş ihtiyaç duyduğu yakıtı çiçeklerden nektar biçiminde alır. Allah sinek kuşlarına, nektarı alabilmeleri için çiçeğin içine kadar girebilen iğne gibi bir gaga vermiştir. Eğer çiçeğin tacı çok uzunsa kuş, nektara ulaşabilmek için tacı deler. Ayrıca sinek kuşunun dili de özel olarak tasarlanmıştır, nektarı alabilmek için iki oluk yapabilecek şekilde kenarlarından kıvrılmaya müsait bir yapıdadır. Kuşun dili bu durumdayken sırtüstü duran 3 sayısına benzer. Kuş bu şekilde nektarı müthiş bir hızla, saniyede 13 kez yalayabilir ve ihtiyaç duyduğu yakıtı çok kısa sürede alabilir.

Sinek Kuşunun Enerji İhtiyacı Hakkında

  • Sinek kuşu, çok hızlı sarfettiği enerjiyi aynı şekilde telafi edebilir. Bu başarısında beslenmesinin zamanla olan yakın ilişkisi önemli rol oynar. Beslenirken nektarsız çiçeklere yönelerek vakit ve enerji kaybetmemeleri çok önemlidir. Allah sinek kuşlarının bu hayati ihtiyaçlarına karşılık mucizevi bir özellik yaratmıştır. Parmak ucundan biraz büyük olan bu canlılar ne zaman ve hangi çiçeklerden nektar aldıklarını hatırlayabilmektedirler. Bu sonuca, İngiliz ve Kanadalı bilim adamları, Kanada’nın Rocheuses dağlarında, 3 tane erkek sinek kuşunun 8 yapay çiçekten beslenme zamanını inceleyerek ulaşmışlardır. 8 yapay çiçekten 4’üne 10 dakika, diğer 4’üneyse 20 dakika arayla nektar konulmuştur. Sinek kuşlarının, 10 dakika arayla nektar konulan çiçeklere 10 dakika sonra, 20 dakika arayla nektar koyulanlaraysa 20 dakika sonra geldikleri gözlenmiştir.
  • Sürekli beslenmek zorunda olan bu canlılar yüksek enerji ihtiyaçlarını, Allah’ın onlara bir nimet olarak verdiği mükemmel hafızaları sayesinde, gereksiz zaman ve çaba harcamadan rahatlıkla giderirler. Günde yüzlerce çiçekten nektar almalarına rağmen hangi çiçeği daha önce ziyaret ettiklerini hatırlar ve tekrar aynı çiçeklere yönelmezler. Belli bir zaman geçtikten sonra çiçekler nektarlarını yeniler. Sinek kuşları için kuru çiçekleri ziyaret ederek vakit kaybetmemek çok önemlidir. Özellikle yapısal olarak diğer çiçeklere göre daha fazla miktarda nektara sahip olan çiçekleri hatırlamak bu kuşlar için daha verimlidir.
  • Hurly, sinek kuşlarının, çiçeklerin tekrar eden nektar dolum zamanlarını öğrendiklerini ve böylece kuru olan bir çiçeğe asla gitmediklerini belirlemiştir. Araştırması bu kuşların en az sekiz çiçeğin zamanlamasını hatırlama yeteneğine sahip olduğunu ortaya çıkarmıştır. Hurly: “Sinek kuşları beyinlerinde sekiz ayrı durak zamanı varmış gibi hareket eder.”yorumunda bulunmuştur. (3)
  • Sinek kuşunun bu inanılmaz akıl performansı ile karşılaşan Hurly benzer bir araştırmayı sınıfındaki öğrenciler arasında yapmaya karar vermiştir. Araştırmanın sonucunda şu yorumda bulunmuştur: “Nektar yerine onlara şeker verdim. Benim öğrencilerimin beyinleri bir sinek kuşuna kıyasla 7,000 kez daha büyük olmasına rağmen, onlar bu küçük kuşla aynı performansı gösteremediler ve şeker verme dakikalarını hatırlamada güçlük çektiler.”(4)
  • Burada anlatılmakta olan canlının 3 gram ağırlığında ve insanın beyninden 7 bin kat küçük bir beyne sahip olduğu unutulmamalıdır.
  • 3 gram ağırlığında olan beyni insan beyninden 7 bin kat küçük olan bu kuş pek çok çiçeğin nektar dolum dakikalarını hatırlayabilmektedir. Bu küçük canlı böyle olağanüstü bir olayı nasıl başarmaktadır? İnsan beyninin hatırlamakta güçlük çektiği bir işlemi hatasız bir biçimde nasıl yerine getirebilmektedir? Evrimciler bu gibi sorulara mutasyon iddialarıyla cevap verememektedirler.
  • Peki bir kuş yüksek metabolizması nedeniyle enerjisini gereksiz yere harcarsa, ölebileceğini düşünebilir mi? Sonrasında buna bir çözüm olarak mükemmel bir hafıza geliştirmeye karar verebilir mi? Bu minik kuş çiçeklerin biten nektarlarının bir süre sonra tekrar dolduğunu nereden bilmektedir? Kolunda alarmlı bir saat varmış gibi tam dakikası dakikasına çiçeklerin nektar dolum saatlerini nasıl tespit etmektedir? Ona bu uzmanlığı öğreten kimdir? Tüm canlıların tesadüflerle var olduğunu iddia eden evrimciler bu sorulara da asla cevap veremezler? Çünkü bu soruları evrim teorisinin mekanizmalarının hiçbiri cevaplayamaz. Bu soruların tek cevabı Allah’ın bu kuşlarda tecelli eden yaratma gücüdür. Allah sonsuz güç sahibidir. Dilediği varlığa dilediği özelliği verir. Beyni bir gramdan az olan bir canlıya hafıza yeteneği verebilir.

Sonuç Olarak Tesadüf Değil Yaratılış

Bu boyutlarda şu ana dek bu komplekslikte yada bu derece üstün özelliklere sahip bir mekanik cihaz üretilmiş değildir. Bir insan aklından çok daha üstün özellikleri sergileyebilen 2 gramlık bir kuşun sahip olduğu özellikler doğada ki diğer tüm canlılarda olduğu gibi üstün bir yaratılış eseri olmak durumundadırlar.  Aslında düşünülmesi gereken, bazı bilim adamlarının iddia ettiği canlılığın kör tesadüfi süreçler ile ortaya çıktığı iddiası yapılan bilimsel araştırmalar ile ne kadar da saçma ve akıl dışı olduğudur. Canlılardaki bu üstün özellikleri samimi bir vicdan ile düşünen her birey aslında canlılığın tesadüflerle değil, üstün bir sanat ile var edildiğini, dolayısıyla bir Yaratıcının var olduğu gerçeğini daha net görebilirler.

Biyoloji, fizik, kimya, matematik, paleontoloji tüm bunlar bilimdir ama “tesadüfen oldu” diyen “evrim teorisi” bilim değildir. ???

Kaynaklar:

  1. http://www.nationalgeographic.com.tr/makale/temmuz_2017/ucus-dersi/3902
  2. http://imanhakikatlerisitesi.blogspot.com.tr/2010/11/hz-ve-manevra-kabiliyetiyle-dikkat.html
  3. Hurly’s Hummingbird Research Makes Headlines
  4. http://www.uleth.ca/notice/display.html?b=4&s=5834 
Sending
User Review
0 (0 votes)

    Bu yazı yorumlara kapalı, ama trackback'ler ve pingback'ler açık.