Tesadüf kelimesinin İngilizce karşılığı olan “Coincidence” için biraz araştırma yaptığınız zaman görürsünüz ki bu kelime “coincide” kelimesinden türemiş ve birlikte, ortak anlamında olan “co” yada “com” ile “incidere” bir yerden aşağıya düşmek kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir. Ortak bir amaç için birlikte, belirli bir yere düşmek için kullanılan bu kelime doğa ve canlılık için kullanılmaya başladıktan sonra adeta bu kelimeye kendi kendiliğinden, tesadüfen var oluş gibi bir anlam yüklenilmiştir.(1)
Aslına bakacak olursak yazılarında kelimeyi kullanan yazar yada çevirmenlerin bir kısmı kelimenin kökeni hakkında pek fazla düşünmezler. Aslında bu kişilerin bir çoğu özel hayatında tesadüfe yer vermemektedir.(2) Aksine bir çok insan hayatın tamamının bilinçli ve belirli bağlantılara göre şekil aldığını söylerler.
- Sabah toplantısı olan bir insan mutlaka bu toplantı için bir plan ve program hazırlar. Plan yapılmadığı takdirde başarısızlık ihtimalinin sürpriz olmayacağı, hemen hemen herkesçe bilinen bir gerçektir.
- Yemek hazırlayan bir aşçı, içeriğinde kullanacağı besin maddelerini tedarik eder ve bir plan dahilinde özenle yemeğe hazır hale getirir. Plana uymaksızın tesadüfi bir şekilde herhangi bir besini fazla yada az kullanırsa yemeğin kıvamı bozulacaktır, hatta yemek insan sağlığına zarar verecek bir hale bile dönüşebilir.
- Elektronik bir cihaz tasarlayan mühendis, her aşamasında mühendisliğin gereği olarak ince hesaplar yapar, en ufak bir hataya yer vermek istemez. En ufak bir hatasında üretmek istediği elektronik cihazın çalışmayacağı yada hatalı çalışacağından emindir.
Yukarıda paylaştığım örnekler sonrasında bedenimizden bir örnekle konuyu biraz daha anlaşılır yapmaya çalışacağım ama öncesinde “tesadüf” kelimesinin gerçek anlamını öğrenmemiz gerekiyor
Wikipedia’ ya Göre Tesadüf
Determinizmi ve nedensellik kuralını kabul etmeyen görüşe göre, yani her olayın muhakkak bir nedeni olmadığını ya da olayların bir neden-sonuç zinciriyle meydana gelmediğini varsayan görüşe göre, olayların nedensiz, gelişigüzel bir şekilde meydana gelişine verilen addır.(3)
Türk Dil Kurumu “Tesadüf” Kelimesi için Bakın Ne Diyor
Yalnız ihtimallere bağlı olduğu düşünülen olayların kesin olmayan, değişebilen sebebi.
Detayda Karşımıza Çıkan Eşsiz Sanat
İnsan bedenindeki en büyük protein “titin proteinidir”. Bu proteinin üretiminde 34350 aminoasit kullanılmıştır. Proteinin kimyasal formülü: C132983H211861N36149O40883S693‘tür. Yani 422,569 tane atomu bulunmaktadır.(4)
Titin proteini kaslarımızda yer almakta ve elastikiyeti sağlamaktadır. Tüm bu detaylar özel bir amaca hizmet etmektedir. O amaçta bizim konforlu hareket edebilmemizdir. Bu durumda insanlar kendileri için bu elastikiyeti sağlayacak titin proteini planlayamayacağına göre yada planlasa bile kendi bedeninde var edemeyeceğine göre buradaki 422,569 atom tesaadüfler sonucu bir araya gelip, tesadüfi bağlantılar kurarak tesadüfen kas liflerimizi dolayısıyla kaslarımızı oluşturmuş olamaz.
Sanat Eserleri ve Tesadüf
Bir heykel tıraş yapacağı heykele bütün halde blok bir mermerden başlar, bu mermeri işleyerek, yontarak günlerce, aylarca ve hatta belkide yıllarca sürecek bir çalışma sonucunda ortaya aşağıdaki gibi bir sanat eseri çıkar. (5)
İtalyan heykeltıraş Luigi Pampaloni yukarıdaki Leonardo da Vinci heykelini 1837 ile 1839 yılları arasında İtalya Floransa daki dünyanın en ünlü sanat müzelerinden biri olan Uffizi (6) için yapmıştır.
Gündelik Yaşamımızda Tesadüfün Yeri
Güncel yaşam içinde bile en ufak bir hatayı kapsamlı bir şekilde ön görmeye çalışır, bu hatayı bertaraf etmek için bazı adımlar atarız. İşte bu adımlar başarıya giden yol için bizim tarafımızdan yapılan planlardır. Bu planın arkasındaki her detay bizim aklımızın ürüdür. Bu planlara rağmen bir çok insan istediğini elde edememekte, hatalı sonuçlar elde edebilmektedirler.
Mühendislerin, mimarların, doktorların, birçok teknik insanın planları ile oluşan, yaşamımızı kolaylaştıran ve çevremizi güzelleştiren her detay insanoğlunun başarılı planları ile ortaya çıkmıştır.
Bazı insanlar, yaptıkları planlarda, son derece derin analizler ve keskin detaylar olmasına rağmen çoğu zaman elde edemedikleri başarıyı nedense tesadüflerin yapabileceğini iddia etmektedirler. Tesadüfü yaratıcı güç olarak telkin eden insanların gerçek niyeti nedir? Tesadüf bu kadar sık anlatılmasına karşın canlılardaki üstün tasarım neden kapsamlı bir şekilde anlatılmamaktadır.
Fosil Kayıtları ve Yapılan Bilimsel Sahtekarlıklar
Bilim dünyasına yıllarca vakit kaybettiren, bilim insanlarımızın gündemini boş yere meşgul eden evrim teorisi, aslında bir sahte fosiller teorisidir. (7)
Tesadüflerin canlı varlıkları hayali mekanizmalarla var ettiğini iddia eden bu teoriyi ispat etmek uğruna yapılan sahtekarlıkların küçük bir listesi:
- 1891 yılında bulunan ve Java Adamı olarak isimlendirilen fosil ile 1923 yılında bulunan ve Pekin Adamı olarak isimlendirilen fosilin 1939 yılında sahte birer ara geçiş formu olduğu anlaşılmıştır.
- 1922 yılında bir ara form olduğu iddiasıyla en büyük delil olarak sunulan ve Nebraska Adamı olarak isimlendirilen diş fosilinin 1927 yılında bir yaban domuzuna ait olduğu anlaşılmıştır.
- 1959 yılında bulunan ve Zinjanthropus olarak isimlendirilen fosilin sıradan bir maymun olduğu anlaşılmış ve fosil 1970 yılında literatürden çıkarılmıştır.
- 1930’lu yıllarda bulunan ve 50 yıl boyunca ara form olarak sergilenen Ramapithecus, 1981 yılında sıradan bir babun cinsi olduğunun anlaşılmasıyla iptal edilmiştir.
- 1974 yılında Afrika”da bulunan Lucy’nin 1999-2000 yıllarındaki çalışmalar sonucunda geçersizliği anlaşılmış ve bu fosil de bilimsel literatürden çıkarılmıştır.
- 1924 yılında bulunan ve Taung Çocuğu olarak isimlendirilen kafatası fosilinin genç bir gorile ait olduğunun anlaşılmasıyla, bu fosil de 1954 yılında iptal edilmiştir.
- 1984 yılında bulunan ve Homo Erectus türüne ait olarak gösterilmeye çalışılan Turkana Çocuğu fosilinin, aslında 12 yaşında bir çocuğa ait olduğu ve büyüdüğü zaman yaklaşık 1.83 m boyunda olacağı saptanmıştır. Fosilin dik iskelet yapısı günümüz insanından farksızdır. Fosil hakkındaki tüm spekülasyonların sahte olduğu anlaşılmıştır.
Fosil Kayıtları Yaratılışı Destekliyor
Şu ana dek trilyonlarca fosil kaydına ulaşılmıştır, ancak milyonlarla ifade edilen kayıt altına alınabilmiş. Bulunan fosillerin tümü yaratılışı desteklemektedir, (8) fosil kayıtlarındaki o canlıya ait detaylar incelendikçe yaratılış gerçeği hakkında daha fazla bilgiye ulaşıyoruz. Örneğin aşağıdaki trilobit fosili günümüzde soyu tükenmiş bir kambriyen devri canlısına ait. Trilobitlerde yaklaşık üç binden fazla göz bulunur, petek göz sistemine sahiptirler. Her göz çift lens sistemiyle yaratılmış, Trilobitlerdeki çift lens sistemi suyun altında ve suyun dışında görebilmeyi sağlıyor. Görüldüğü gibi 100milyonlarca yıl önce yaşamış ve soyu tükenmiş bu canlıyı incelediğimizde tesadüflerle değil bilakis üstün bir tasarım ve üstün bir aklın yaratmasıyla karşılaşırız. (9)
Sayısız sahtekarlıklar ve hayali üretimler sonucu ortaya çıkmış fosiller sıklıkla ortaya atılmasına rağmen, neden doğadaki canlılara ait yaşayan fosiller yada soyu tükenmiş canlılara ait tam ve mükemmel canlı fosilleri yok hükmünde görülmektedir.
Londra Doğa Tarihi Müzesi paleontologlarından evrimci Richard Fortey, bazı trilobitlerin gözünde bulunan çok fazla sayıdaki merceklerle ilgili olarak şunları söyler:
“Kalkıştığım en zor işlerden biri, bir trilobit gözündeki mercekleri saymaktı. Gözlerin farklı açılardan pek çok fotoğrafını çektim ve daha sonra her bir lensi görebilmek için fotoğrafları oldukça büyüttüm. İlk önce ‘bir, iki üç…’ diye saymaya başladım ve sonra bunu 100’ler, 200’ler takip etti. Ancak sorun şu ki, tek bir saniye başka bir yere baksanız veya öksürseniz, nerede olduğunuzu unutuyor ve saymaya tekrar baştan başlıyordunuz, ‘bir, iki, üç…’ Bir daha bir gözdeki merceklerin sayısını saymam gerektiğinde, en iyi aritmetik bilgimi kullanıp sayıyı sadece tahmin edeceğime dair kendi kendime söz verdikten hemen önce ulaştığım sayı üç binden daha fazla idi” (10)
Richard Fortey, Trilobite, “Eyewitness to Evolution”, Vintage Books, 2000, s. 98
Tesadüfler Teknoloji Üretemez
İnsanlar kendi çabalarıyla ortaya çıkardıkları sistemler için “güzel” , “ihtişamlı” , “teknolojik” gibi terimler kullanmalarına karşın, altın orana ve matematiksel mükemmel detaylara sahip, milyonlarca harften oluşan DNA (yani bilgi) ile üretilmiş doğadaki mükemmel yaşam için nasıl oluyor da “tesadüf yapıyor olmalı” diyebilmektedirler?
Laboratuvar ortamında üretilemeyen yaşam, indirgenemez kompleks özelliklere sahip canlılık neden oldukça basitmiş (yada sıradanmış) gibi anlatılmaya çalışılmaktadır.
Teknolojik cihazlarda binlerce mühendisin, binlerce saatlik araştırma ve geliştirme faaliyetleri düşünüldüğünde ortaya çıkan teknolojik cihazlar kendilerini var eden mühendislerin çalışmaları neticesinde ortaya çıkmaktadır. Her teknolojik yenilik bize o yeniliği getiren bilim adamı (yada bilim adamlarını) hatırlatır.
Darwinistlerin Tesadüf Kelimesi Yerine Kullandıkları Terimler
Aşağıdaki tüm maddeler rastlantı – tesadüf ile aynı anlamı taşımasına rağmen evrimciler tarafından sıklıkla kullanılırlar.
- Nedensellikli rastlantısal buluşma
- Evrilmiş rastlantsal izdüşüm
- Ontik rastlantının belirlenimsizlik etkisi
- Vital karmaşıklığın rastlantısal oluşumu
- Rastgele kalıtımsal sürüklenme
- Epistemik nedensel rastlantı
- Stokastik rastlantısal olayların etkisiyle yeni özelliklerin ortaya çıkması
- Rendım proses (random process)
- Olasılıklardan doğan tesadüfler doğanın kendisinde olan rastlaşmaların bir yansımasıdır
- Ereksel rastlantıların ardarda yığılması
- Deterministik rassal gelişimler
- Koşulların toplamıyla oluşan olasılıklar evreni
- Kendiliğindenlik
- Rassal süreçler
Konu Biyoloji Olunca Neden Tesadüf İdda Ediliyor?
Bazı insanlar, konu biyoloji olunca, adeta büyülenmişcesine (bkz: Büyülü İfade “Doğal Seçilim Yoluyla Evrim”) plan yapıcı yada yaratıcı güç olarak (adeta bir put gibi) “tesadüfü” görmektedirler.
Fransız Bilimler Akademisi’nin eski başkanı olan ünlü Fransız zoolog Pierre Grassé aslında bir ateist olmasına rağmen “Darwinist ideoloji” için “tesadüf” kavramının ne ifade ettiğini şöyle özetlemektedir:
… Tesadüf, ateizm görüntüsü altında kendisine gizlice tapınılan bir tür ilah haline gelmiştir. (11)
Pierre P. Grassé, Evolution of Living Organisms, Academic Press, New York, 1977, s. 107.
O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, “şekil ve suret” verendir. En güzel isimler O”nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O”nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir.
Haşr Suresi, 24
Biyoloji, fizik, kimya, matematik, paleontoloji tüm bunlar bilimdir ama “tesadüfen oldu” diyen “evrim teorisi” bilim değildir. ???
- https://www.etymonline.com/word/coincidence
- http://www.goodreads.com/quotes/tag/coincidence
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Rastlant%C4%B1
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Titin
- Floransa, İtalya; Uffizi Sanat Galerisi
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Uffizi
- http://m.harunyahya.org/tr/works/4040/Yaratilis-Atlasi-Cilt-2/chapter/7357/Ara-fosil-iddiasi-bir-aldatmacadir
- https://www.quora.com/How-many-fossils-have-been-found-and-documented
- http://harunyahya.org/tr/books/116028/Yaratilis-Atlasi—Cilt-4/chapter/13675/Trilobitler-530-Milyon-Yil-Once-Yasamis-Harika-Canlilar-Evrimi-Yalanliyor
- Richard Fortey, Trilobite, “Eyewitness to Evolution”, Vintage Books, 2000, s. 98
- Pierre P. Grassé, Evolution of Living Organisms, Academic Press, New York, 1977, s. 107.
İlk Yorum Sizden Gelsin