Herkesçe malumdur ki ormanlık bir arazide bir cırcır böceği ya da ses çıkaran bir çekirgenin yerini tespit etmek, varlığını tespit etmekten çok daha zordur.
Herhangi bir arazide bir sese doğru yönelebilmek için sesin yönünü tespit edebilmek gerekiyor. İnsanda ve birçok diğer memelilerde iki kulak arası mesafe beyinde sesin yönünün belirlenmesinde önemli bir faktördür. Beyinde algı merkezi, sesin önce hangi kulağa ulaştığını iki kulak arasındaki mesafeyi kat eden sesi hesaplayarak belirliyor. Bu özelliğe ‘yönlü işitme’ deniliyor.
Yönlü işitme yeteneğine sahip çoğu canlıda iki reseptör (kulaklar) arasındaki mesafe sesin dalga boyundan daha büyük olduğu için, her bir “kulak” tarafından algılanan sesler arasındaki farklar (örneğin: şiddeti ve zamanlama farkları), reseptör tarafından tespit edilip sinir sistemi tarafından da dönüştürülebilecek (algılanabilecek) kadar büyüktür.
Ancak sadece ‘kara sinek’ boyutlarında olan dişi Ormia sineğinde bu mesafe 1,5 mm’den daha azdır.
Bu kısa mesafe, “şiddeti ve zamanlaması” bakımından sesin yönünün tespiti için yeterli değildir. Bu yüzden farklı bir yönteme ihtiyaç vardır.
Dişi Ormia sineği açık bir arazide 2-7 k Hz arasında, dişilerini çağırmak için çıkardıkları dinleyerek erkek cırcır böceklerinin yerini tespit ederler. Ormia sineği larvalarını cırcır böceklerinin üzerine bırakırlar. Bunun için kesin yer tespiti çok önemlidir.
Aşağıda Ormia sineğinin üzerindeki 1 mm boyutlarındaki işitme sistemi illustre edilmiştir. Sinekteki iki işitme organı nerdeyse birbirine bitişik haldedir.
Sinek kulaklarını birbirine tutturan kutikular bağlantı isminde bir yapı bulunmaktadır (BA). Bir ses dalgasının her iki kulağa ulaşması arasında geçen zaman 1-2 mikro saniyeden daha azdır.
Fiziksel olarak yön tespitinde bu sürenin yeterli olmayacağı açıktır. Sineğin üzerine konacağı cırcır böceğinin yerini tam ve doğru tespit edebilmesi için bu süreden daha fazla bir aralığa ihtiyaç vardır.(Adeta) Bu ihtiyaç gereği canlının iki kulağını içeride birbirine birleştiren “kutikular bağlantı” isminde bir yapı var edilmiştir. “Kutikular bağlantı” esnek bir manivela gibi iş görerek, sesten uzak olan zar ile sese yakın olan zar arasında zamansal bir geciktirme oluşturur. Bu geciktirme sayesinde 1-2 mikro saniyeden daha kısa süren ses hareketi iki zar arasında 20 kat yavaşlatılır. Bu miktar sineğin hedef konak canlının yerini tespiti için tam da ihtiyaç duyduğu miktardadır.
Şurası bir gerçektir ki birkaç milimetre boyutlarındaki bir sineğin ondan çok daha küçük beyni ile bu mühendislik girişimi meydana getirilemez. Dahası bu teknolojiyi araştırıp öğrenen bilim adamları bile bu teknolojiyi şu anki imkânlarla üretebilmiş değiller. Belki yıllar sonra benzer bir mühendisliği kopyalayarak robotlarda ya da insanlarda işitme implantı şeklinde işitme için geliştirebileceğiz. Ancak bu bir müdahale yani şuurlu bireylerin araştırmaları ile oluşabilir. Tesadüfi, kaotik süreçlerle değil.
Tüm evrende canlı cansız tüm varlıkların bir var edeni yani Yaratıcısı vardır. “Sizi de yapmakta olduklarınızı da yaratan Allah’tır.” (Saffat Suresi, 96)
Fizik, biyoloji, entomoloji bilimdir, ancak “tesadüfen oldu” diyen Evrim Teorisi bilim değildir.
Bu yazı yorumlara kapalı, ama trackback'ler ve pingback'ler açık.