"Enter"a basıp içeriğe geçin

Uyku Nedir

Okuma Süresi: 5 dakika

Neden Vazgeçemeyeceğimiz Dinlenme Durumudur?

Uyku insan hayatının vazgeçilmez ihtiyaçları arasında yer alır. Vücudumuzun su, oksijen ve gıda gibi ihtiyacı olduğu  ölçüde uykuya da ihtiyacı vardır. Hayatımızın yaklaşık 1/3`ü uykuda geçtiği düşünüldüğünde, dengeli bir hayat sürmek için dinlendirici uykunun ne denli hayati olduğu daha net anlaşılır.

Uyku, pasif bir dinlenme hali değildir. Uyku sırasında beyinde oldukça yüksek sinirsel etkileşimler gerçekleşir. Uyku esnasında gün boyunca zihni meşgul eden olaylar, gerginlikler ve hafızaya alınan bilgiler adeta bir bilgisayarın belleğinin ayıklanması gibi ayıklanır.

Ayrıca uykuda hormon düzeyimiz de dengelenir, sindirim sistemimiz çalışır, bağışıklık sistemimiz devreye girer, derimiz yeniden yapılandırılır. Hücre bölünmesi uykuda yoğun bir şekilde devam eder.

Uykuda Neler Yenileniyor?

Cildimizin pürüzsüz kalabilmesi için her gün 10 gram ölü deri hücresinin atılması gerekir. Her akşam derimizin en üst tabakasındaki hücreler bölünür. Uyku esnasında büyüme hormonu seviyesi yükseldiği için bu işlem daha da hız kazanır.

Sesiz bir ortamda uyumak uyku için bu yüzden en ideal ortamdır. Çünkü gece ne güneş, ne rüzgar, ne de hareket hücre bölünmesini engelleyemez. İşte bu yenilenme saatlerinde cildin, başta oksijen olmak üzere, bir dizi besin maddesine ihtiyacı vardır. Her nefes aldığımızda cildimiz, ihtiyacı olan oksijeni depolar. Uzmanlar akşamları yatmadan önce yatak odasının iyice havalandırılmasını bu yüzden tavsiye ederler.

Uyurken, özellikle de rüya gördüğümüz saatlerde vücut ısısının 2 derece artmasıyla birlikte, organizma bol miktarda sıvı üretir. İşte bu nedenle sabahları uyandığımızda saçlarımız nemlenmiş, şekilleri bozulmuştur. Yağ bezlerimiz geceleri yenilendiğinden, uyku sırasında yağ salgılaması genelde azdır. Bu nedenle, cilt kuruluğu olanlar sabah iyice kurumuş bir ciltle uyanırlar.

Uyku uzmanları, kanımızdaki büyüme hormonu düzeyinin uykuya dalar dalmaz ani bir yükseliş gösterdiğini saptamışlardır. Bu nedenle yeterli miktardaki her uykudan sonra bir miktar yenilenmiş olarak uyanırız.

Ne Zaman Ne Kadar Uyumalıyız? 

Günlük uyku süresi kişiye ve yaşa bağlı olarak değişir. Yaş ilerledikçe uyuma süresinin genellikle azaldığı bilinen bir gerçektir. Ancak günlük ortalama 6 ila 8 saat arası uyku bir yetişkin için yeterlidir. Sıklıkla yeterli derin uyku eksikliği yaşayan insanlar, bir çok hastalığa karşı daha dayanıksız olmaktadırlar. Böyle durumlarda vücudun ritmi kontrol dışı bir hal alır. Bu dengesizlik cilde şöyle yansır: cilt kurur, pul pul kalkar, çatlar, hücre bölünmesi düzenli gerçekleşemediği için cilt giderek incelir. Kuru cilt daha da kururken, pürüzlü cilt de iyice bozulur.

Uzmanlar en ideal uyku zamanı olarak gece uykusunu önermektedirler. Herhangi bir uyku bozukluğunuz olsa dahi gündüz uykusu ile takviye yapılmasını tavsiye etmemekte, gece uyumanın önemi üzerinde durmaktadırlar.

Ancak hücre yenilenmesi ve hormonal reaksiyonlar sadece geceleri meydana geldiği için, bilinenin aksine öğle uykusunun büyük bir katkısı yoktur. Çünkü beynimizin salgıladığı melatonin hormonu hava karardıktan sonra üretilir. Cildin yenilenme işlemini işte bu hormon başlatır.

Kuran`da bu duruma şöyle dikkat çekilmiştir:

“O, geceyi sizin için bir elbise, uykuyu bir dinlenme ve gündüzü de yayılıp-çalışma (zamanı) kılandır.”

Furkan Suresi, 47

Uykusuzluk

Vücudumuzda günlük uyku-uyanıklık döngüsünü kontrol eden bir mekanizma vardır. Sirkadyen ritim adı verilen bu mekanizma vücutta bulunan ve yaklaşık 24 saatlik dilime göre ayarlı olan biyolojik saat tarafından kontrol edilir. Genel olarak çevresel ve içten gelen etkenler nedeniyle bu ritim bozularak uykusuzluk baş gösterir. Bunun yanı sıra; düzensiz uyku alışkanlıkları, psikolojik nedenler, nörolojik rahatsızlıklar, hormonal bozukluklar, fizyolojik ve kalıtsal faktörler de uykusuzluğa sebep olabilir. Uykusuzluk, diğer adıyla “insomnia” ağrıdan sonra toplumda en çok bildirilen ikinci şikayettir. Uykusuzluk toplam uyuma saati olarak değil yeterli süre ve kalitede uyku alamayarak sabaha dinlenmiş kalkamama şeklinde tarif edilir. Örneğin, günlük uyku ihtiyacı 5 saat olan ve 5 saat uykudan sonra sabah dinlenmiş olarak kalkan birisi uykusuzluk çekmemektedir.

Uyku Sırasında İnsanı Bekleyen Tehlikeler

Uykuda soluk kesilmesi olarak tarif edilen apne, yaşamı tehdit edebilecek uzun vadeli ciddi sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. İki tür uyku apnesi tanımlanır; birinde beyin soluk alma kaslarına solunumu başlatan doğru sinyalleri gönderemez, diğerinde ise nefes alınan hava solunum yollarında tıkanır. Apne sırasında soluk almak için aşırı bir çaba harcandığı için damarlar ve kalp bir dirence karşı daha fazla çalışmış olur. O sırada kandaki oksijen yoğunluğu azalır. Kalpte de birtakım ritim bozuklukları baş gösterir. Uykuda ani ölümler en başta sayabileceğimiz, hipertansiyon, kalp hastalıkları, enfaktüs ve inmeler uzun dönemde sebep olabileceği rahatsızlıklardır. Narkolepsi ise, gün içinde ani uyuyakalma nöbetleri şeklinde nükseden rahatsızlıktır. Bu aşırı uyku halinin sonuçları arasında; kazalar, ekonomik kayıplar, toplum sağlığının tehdit edilmesi, okul veya iş yerinde verimsizlik, psikososyal fonksiyonların bozulması yer alır.

Görüldüğü gibi uyku esnasında insan yaşamı birçok tehditle karşı karşıyadır. Bunca tehlikelerin varlığını biliniyorken, her sabah sağlıklı bir şekilde uykudan uyanmak şükre şayan, mucizevi bir durumdur. Uyku süresi boyunca insan, bilincini ve dışarıyı algılama yeteneklerini kısmen yitirir. “Ölüm benzeri” olarak belirtilen uykudan şuurlu ve bir gün önceki haline kavuşmuş bir şekilde uyanmak, kusursuz bir şekilde görebilmek, duymak ve hissetmek, üzerinde düşünülmesi gereken mucizevi olaylardır. Gece uyumak için yatağına yatan insan bu eşsiz nimetlerin sabah kendisine yeniden verileceğinden emin olamaz. Ayrıca insan herhangi bir felaketle karşılaşmadan veya sağlık sorunu olmaksızın uyanacağından da asla emin olamaz.

Kaliteli Bir Uyku İçin Şunlara Dikkat edin

  • Hafta sonu yada hafta içi uyuma ve uyanma saatlerinin aynı olmasına dikkat edin.
  • Uykuya gitmeden önce spor yapmayın, aktif bir insan kolay kolay uykuya dalamaz. Zihniniz meşgul olduğunda uykuya dalma süresi uzayabilir.
  • Yatak odanızın uyku için gerekli koşullara sahip olduğunu kontrol edin. Nem, sıcaklık, gürültü, yatak ve yastık uyku kalitenizi etkileyebilir.
  • Uyandığınızda yatakta vakit geçirmeyin. Erişkinlerde ortalama uyku süresi 6 – 9 saat olduğu düşünüldüğünde, uyandıktan sonra az uyuduğunuz önceki gün için “telafi” uykusu planlamayın.
  • Yatağınız dayken elektronik cihazlarla ilginizi kesmeniz gerekiyor. Uyku ve cinsel yaşam dışındaki aktiviteleri yani telefon, televizyon, yemek, kitap ve bilgisayar konularını yatağa girdikten sonra kesmelisiniz.
  • Kan dolaşımını hızlandıran kafein içerikli çay, kahve gibi içecekleri gündüz içmelisiniz. Uyarıcı maddeler alındığında beyin aktif olur, buda uykuya dalmanızı zorlaştırır.
  • Bitki çayları ile uykunuzun gelmesini beklemeyin, bu tip bitki kökleri yada bitki çayları rahatlatma etkisine sahip olsalar da sağlıklı bir uyku için tavsiye edilmiyorlar.
  • Uykusuzluk yada uykuya dalma konusunda şikayetleriniz devam ediyorsa, mutlaka bir uzman desteği almalısınız. En kısa sürede uzman bir hekime danışmalısınız.

Biyoloji, fizik, kimya, matematik, paleontoloji tüm bunlar bilimdir ama “tesadüfen oldu” diyen “evrim teorisi” bilim değildir. ???

Kaynaklar:

User Review
5 (1 vote)

İlk Yorum Sizden Gelsin

    Bir cevap yazın

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak.